18:08

IKIGAI

Yazar:

Hayatımın anlamı nedir?
Mesele sadece daha uzun yaşamak mı, yoksa daha yüksek bir amaç mı aramalıyım?
Uzun ve mutlu bir yaşamın sırrı nedir?


Neden bazı insanlar ne istediğini bilirken ve yaşam tutkuları varken diğerleri kafa karışıklığıyla güçsüzleşiyor?

Varoluş sebebiniz nedir?
Japonlara göre, herkesin bir ikigaisi vardır.

Yaşlılıktan Kaçış Hızı ve Tavşan

Üzerinde öleceğiniz yaşı gösteren bir tabelanın uzak bir gelecekte olduğunu hayal edin. Yaşadığınız her yıl o tabelaya yaklaşıyorsunuz. Tabelaya ulaştığınızda ölüyorsunuz.
Şimdi bu tabelayı bir tavşanın tuttuğunu ve geleceğe yürüdüğünü hayal edin. Tavşan yaşadığınız her yıla yarım yıl uzakta. Bir süre sonra tavşana ulaşıyorsunuz ve ölüyorsunuz.
Ama ya tavşan yaşamınızın her yılı, bir yıllık uzaklıkta yürüyebilseydi? Bu durumda tavşanı asla yakalayamaz, bu nedenle de ölmediniz.
Tavşanın geleceğe yürüdüğü hız, teknolojimizdir. Teknolojiyle ve bedenimizle ilgili ne kadar çok bilgi elde edersek, tavşanı o kadar hızlı yürütebiliriz.
Yaşlılıktan kaçış hızı, tavşanın bir sene boyunca yürüdüğü yıllık hızındaki veya daha da hızlanarak sahip olacağı tempodaki anla ilgilidir, bu duruma göre ölümsüzlüğü başarmış oluruz.

Eduard Punset in yaptığı röportajda:

Kişi için iyi olanla yapmak istediği arasında bir gerilim vardır. Çünkü herkes, özellikle de yaşlılar her zaman yaptıklarını yapmak ister. Ancak kökleşmiş alışkanlıklar geliştiren beynin artık daha fazla düşünmesine gerek kalmaz. Bir şeyler çok hızlı ve yeterli derecede otomatik pilotta, genelde de çok üstün bir şekilde halledilir. Bu da rutinlere yapışık kalma eğilimleri yaratır. Bunu kırmanın tek yolu beyni yeni bilgilerle uğraştırmaktır.

Kendinizi rahat hissettiğiniz bölgenin dışına çıkmak kargı verse de kendinizi değişime açmak çok önemlidir.

Birçok insan olduğundan daha yaşlı görünür. Erken yaşlanmanın nedenlerini inceleyen araştırmalar stresin bununla ilişkili olduğunu göstermiştir, çünkü beden, kriz dönemlerinde çok daha hızlı yıpranır. Amerikan Stres Enstitüsü bu yıpranma sürecini araştırmış ve çoğu sağlık sorununun stres kaynaklı olduğu sonucuna varmıştır.
Günümüzde insanlar hummalı bir hızla ve neredeyse sürekli bir rekabet halinde yaşıyor.

Alışkanlıkla koşullanmış olsalar bile tepkilerimizin tamamen bilincinde olmak için onları fark etmeliyiz.

Prof. Dr. Howard S. Friedman stresi düşük seviyede tutan, zorluklarla karşılaşan ve başarılı olmak için kalbini ve ruhunu işine katan insanların daha rahat yaşayan ve erkenden emekli olan insanlardan daha uzun yaşadıklarını tespit etmiştir. Bundan küçük dozdaki stresin olumlu bir şey olduğu sonucunu çıkartmıştır, çünkü düşük stres seviyesiyle yaşayanlar daha sağlıklı alışkanlıklar geliştirme, daha az sigara içme ve daha az alkol alma eğilimindedirler.

Çok oturma yaşlandırır.

Özellikle batı dünyasında oturarak geçirilen günlerin artışı, hipertansiyon ve obezite gibi sayısız hastalıklara yol açıyor. Bu da uzun ömürlülüğü etkiliyor.

Başka bir deyişle zorluklara olumlu bir bakış açısıyla yaklaşan ve duygularını yönetebilenler uzun ömürlü olma yolundadır.

Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için,
Hoşlandığın her şeyden az az ye,
Erken yat, erken kalk ve sonra çık yürüyüşe.
Her günü sükunetle yaşa ve keyfini çıkar yolculuğunun.
Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için,
iyi geçinelim arkadaşlarımızla,
İlkbahar, yaz, sonbahar, kış
Her mevsimin mutlulukla çıkartırız tadını.
Parmaklarımızın ne kadar yaşlandığına takılmamak işin sırrı,
Onları çalıştırmaya devam ettirirsen, 
Kutlarsın yüzüncü yılını.




Nietzche:

'Yaşamak için nedeni olan herkes, her türlü nasıla katlanır.'

Aristoteles:
'Defalarca ne yapıyorsak oyuz.
Bu yüzden mükemmellik bir eylem değil,
bir alışkanlıktır.

Sevdiğiniz bir yamaçtan aşağıya indiğinizi hayal edin. Kar, beyaz kum gibi iki yanınızdan uçuşuyor. Koşullar mükemmel.

Elinizden geldiğince tamamen kaymaya odaklanmışsınız. Her an nasıl hareket edeceğinizi biliyorsunuz. Gelecek yok, geçmiş yok. Sadece an var. Karı, kayık takımlarınızı, bedeninizi ve bilincinizi tek bir varlık olarak hissediyorsunuz. Tamamen deneyime gömülmüşsünüz, başka hiçbir şey hakkında düşünmüyorsunuz ya da herhangi bir şey dikkatinizi dağıtmıyor. Egonuz çözülüyor ve yaptığınız işin bir parçası oluyorsunuz.

Bruce Lee bu tarz bir deneyimi şu sözle tanımlamıştı: 
'Su gibi ol dostum.'

Akış 'insanın kendini, her şeyden üstün tuttuğu bir etkinliğe kendini kaptırma halidir.' deneyimin kendisi o kadar zevklidir ki kişi büyük bedeller ödeyecek olsa bile bunu yapar.

Her türlü kaygıyı unutturacak kadar yapmaktan zevk aldığınız ne var?
En çok ne zaman mutlu oldunuz?
Bu sorular kendi ikagimizi keşfetmemize yardım edebilir.

Mutluluğu bulmanın, ikigaimizle yaşamanın sihirli bir tarifi yoktur, gereken tek malzeme akışın bu durumuna ulaşabilmek ve bu durumla 'en tatmin edici deneyime' sahip olabilmektir.

Bu deneyimi yaklamak için aşırı yemek, uyuşturucu, aşırı alkol tüketimi ya da televizyon önünde çikolata tıkınmak gibi anlık zevklere kendimizi kaptırmamalı, bunun yerine bu akışı bize sunacak etkinliklere harcadığımız zamana odaklanmalıyız.

Büyük bir hedefle karşı karşıya kaldığınızda, onu parçalara ayırmayı ve tek tek üstüne gitmeyi deneyin.

Günlük geleneklerden zevk almaya odaklanın, bunları akışı yakalamak için araç olarak kullanın. Sonuç konusunda endişelenmeyin, doğal olarak gelecektir. Mutluluk sonuçta değil, süreçtedir. 

Yaşamdaki mutluluğun ana şartları;
yapacak bir şey, sevecek biri ve umut edecek bir şey.

Kendimce kitap hakkında şunu söyleyebilirim. Amaç kelimesi hiç de düşündüğüm gibi bir kavram değilmiş. Hayat amacı; seni akışın farkında olmadığın bir aleme götürmesiymiş. 










17:04

NASIL INFLUENCER OLUNUR?

Yazar:

Influencer: Kelime anlamı 'etkileyici' olan, pazarlama sektöründe 'kanaat önderi' olarak da karşılık bulan kavramdır. IAB Türkiye raporuna göre 'Influencer'lar takipçileri üzerinde etki sahibi olan sosyal medya ve/veya blog kullanıcısıdır.



Kimi zaman yemek tarifleriyle karşımıza çıkan ev hanımı bir Youtuber, kimi zaman ders molalarında bilgisayar başında oynadığı oyunla ünlenmiş lise öğrencisi bir gamer, kimi zaman ise hobisi dünyanın farklı noktalarına seyahat etmek olan mühendis ya da evde doğal ürünlerle hazırladığı maskelerle ünlenen bir bankacı olarak karşımıza çıkıyor. Her birinin eğitim aldıkları, uzmanlaştıkları alanlar farklı ama ortak noktaları fark yaratan, kişileri etkileyen, sosyal medyada gündem yaratan içerikler üretmeleri….


Şu anda milyonlarca takipçisi olan, her paylaşımıyla ses getiren influencer'ların sosyal medya hesaplarının birer 'kanal' haline gelmesi kolay olmadı. Üstelik birbirinden saygın markaların bu kanallara ilgi göstermesi ve onlarla işbirliği yapması da zannedildiği kadar hızlı gerçekleşmedi.

Paylaşım konularından aylık kazançlarına kadar haber değeri taşıyan bu isimlerin göz ardı edilen en büyük ortak özellikleri ise oluşturdukları profile çok büyük emek vermeleridir. 

Tüm influencer'lar sosyal medya hesaplarını büyütmek istiyor ve özgün içerik üretmek için zaman ayırıyor. Ancak bu içerik üretim süreci sanıldığı kadar kolay olmuyor.

Tatillerde herkesten önce uyanıp güneş doğmadan önce en iyi kareyi yakalamak için hazırlık yapmak zorundalar ya da çıktıkları her seyahati adım adım planlamalı, en iyi fotoğrafları ve videoları çekmek için çaba göstermeliler. İşte influencer'lığı diğer mesleklerden ve diğer sosyal medya kullanıcılarından ayıran da bu!

Hayatımız sosyal medya!!

Ne zaman iş yoğunluğumuzdan sıyrılmak istesek, ne zaman kafamızı boşaltmaya ihtiyaç duysak ilk yaptığımız şey hemen cep telefonlarımızdaki sosyal medya uygulamalarına dokunmak oluyor. Çoğu zaman arkadaşlarımızın ya da akrabalarımızın hesap makinesi çözünürlüğünde çektiği, estetik açıdan vasat fotoğraflar arasında kaybolmak yerine, dünyanın farklı bir yerinde çekilip, doğru fitrelerle düzenlenmiş bir kare bize çok daha çekici gelebiliyor. Hal böyle olunca influencer'ları takip etmek için her birimiz birbirinden farklı nedenleri oluyor.

Influencer olmak isteyenlerin sık sık:

'Bu işe nasıl başlarım?
Takipçi sayımı nasıl arttırırım?
Markalar tarafından ne zaman fark edilirim?
Gibi sorular sorulduğunu duyuyoruz. Sosyal medyada içerik üreticisi olarak 'etki yaratmak' ve bununla birlikte, bu yarı profesyonel çabayı bir meslek haline getirmek sanıldığı kadar hızlı ve kolay olmuyor. Her şeyden önce bunun uzun ve emek getiren bir süreç içerisinde gerçekleşeceğini bilmek gerekiyor. 

Ayrıca bu alanda emek verek herkesin, bunun karşılığını yüzde yüz alacağı gibi bir garanti de yok.

Influencer olma sürecine başlarken öncelikle içeriklerin (görsel,video,metin) ilgi çekici ve merak uyandırıcı olması gerekiyor. Burada şüphesiz yeteneğin rolü yadsınamaz. Influencer adayının kelimeleri kullanış biçimi, kendini ifade şekli, paylaştığı karelerin kalitesi ve bunları insanlara bir bütün olarak aktarışı oldukça önemli.

Sosyal medyayı diğer iletişim kanallardan ayıran en önemli fark, çift yönlü iletişim imkanı sağlamasıdır. Kitleniz sadece beğeni ve takipçi sayınız olarak değil paylaşımlarınıza yaptığı yorumlar ve direkt mesajlarla (DM) size yürüdüğünüz yolda ışık tutar. Eğer paylaşımlarınız da, takipçilerinizden bu anlamda yeterli geri dönüşü alamıyorsanız, bu durum influencer olma yolunda doğru adımlar atmadığınızı ya da yeterince ilgi çekici içerikler üretmediğinizi gösterir.

@biancasomer : Bu karelerin sırrı ne, derseniz bence işin sırrı sürekli yenileyip ayrıştırmak ve heyecanlandığın işler yapmak. Bu durum marka işbirliklerimde de aynı enerji ve heyecanla devam ediyor. Her kare için oturup çok detaylı düşünüyorum.
Yaptığın işten gurur duyuyorsan zaten en büyük ödül bundan duyduğun haz! 

@cizenbayan : Erken ve hızlı şekilde buralarda doğal bir şekilde bulunmuş, tabiri caizse 'köşe tutmuş' olmak. Çoğunlukla insanları ilgilendireceğini, bilgilendireceğini veya da güldürebileceğini düşündüğüm şeyler paylaştım.

@merveipekozturk : Öyle ışığıne, çözünürlüğüne saatlerce kafa yormazdım. Daha önce de dediğim gibi, artık bu durum yalnızca instagram hikayelerinde kaldı. Anasayfa bambaşka bir yer. Instagram duvarınıza uyumlu içerikler oluşturmanız gerekiyor. Şimdi profesyonel çekilmiş ve edit'lenmiş fooğraflar ön planda. Bu da biraz daha fazla mesai demek.

@ruyabuyuktetik : Blogger olmanın ruhu bir işe merakınız ve tutkunuz var ise, bu iş kolunda başarıyı yakalayabileceğinizi size hissettirmesiydi.

Hızlı bir tüketim çağındayız evet ama bir ürünü satın alırken veya bir mekana giderken doğru ve tarafsız yorumların değeri, gerçek deneyimin değeri, gerçek okuyucu gözünde çok değerli. 

Ve kitapta altını çizdiğim harika tavsiyelerde var.....
Kullandıkları telefon uygulamaları ise genelde Lightroom, RNI flims editleme, VSCO video düzenleme, facetune...

Brief: Markanın, reklam projesinde beklentilerini ve hedeflerini detaylı şekilde özetlediği bilgiler bütünüdür.

Comment: Kullanıcıların, sosyal medya paylaşımına yorum yaparak, etkileşime geçmesidir.

Content Marketing: Son dönemin trend pazarlama modeli olan influencer pazarlamasını da kapsayan 'içerikle pazarlama'nın ingilizce karşılığıdır.

DM: Instagram hesabında, kullanıcıların birbirine doğrudan yolladığı mesajları ifade eder (direct message)

Engagement Rate: Sosyal medya paylaşımlarında, raporlama aşamasında sıkça kullanılan terimdir. Influencer'ların paylaşımlarından elde ettiği, beğeni, yorum, erişim, gösterim gibi ortalaması ile hesaplanan rakamsal veridir.

Facebook Insights: Facebook'dan gelen verileri izlenebilir kılan, demografik bilgiler, okuyucu sayısı gibi rakamsal verilere ulaşabildiğimiz araç.

Hashtag: İlk olarak Twitter'da kullanmaya başlanan # sembolünün kelime ve kelime grubunun önüne eklenerek oluşturulan bağlantılar, anlık bilgiler kategorize etmeye yarayan etiket sistemidir.

Like: Sosyal medya paylaşımlarında kullanıcıların 'beğeni' butonu tıklayarak, etkileşime geçmesidir.

Life Style: Influencer marketing alanında sıkça kullanılan bir kategori ismidir. Hayata dair pek çok alanda paylaşım yapan (moda, spor, aktüel konular) Influencer'ların içerik ürettikleri konulara verilen genel isimdir.

Macro influencer: Takipçi sayısı 100.000 ve üzeri influencer'ları ifade eden kavramdır.

Micro influencer: Takipçi sayısı 1.000 ile 10.000 arası değişen, macro influencer'lara göre nispeten daha az kişiye ulaşan ancak etkileşimleri yüksek influencer kitlesidir. Bu sayı üzerinde kesin bir tanım bulunmamakla birlikte genel rakam bu şeklilde belirlenmiştir.

PR: 'Public Relations'ın kısaltması 'Halkla ilişkiler' anlamına gelmektedir.

Paid Partnership: Bir marka için hazırlanmış, üçretli işbirliği kapsamında yayınlanan, influencer'ın kazanç elde ettiği paylaşımdır. Ücretli ortaklık olarak da ifade edilmektedir.

Story: Kullanıcıların ınstagram hesabından anlık olarak paylaştığı 24 saat boyunca yayında kalan 'hikaye' özelliğinin ingilizce karşılığıdır.

Take Over: Instagram üzerinde yapılan marka işbirliklerinde, markanın kurumsal hesabını bir influencer'ın bir süreliğine yönetmesi ve kurumsal marka hesabında içerik paylaşmasıdır.

Trend Topic: Twitter'da en çok konuşulan ve gündem yaratan etiketleri ifade eder.

Viral pazarlama: Marka, ürün ya da hizmet ile ilgili mesajların, oluşturulan içerikle internet ortamında, sosyal medya aracılığı ile başka kişilere aktarılması ve yayılmasını sağlayan bir pazarlama modeldir.

Unfollow: Sosyal medyada bir kullanıcının diğer kullanıcıyı takip etmeyi bırakması anlamına gelir.

Webinar: İnternet üzerinden gerçekleştirilen, kullanıcılara bilgilendirici eğitim, sunum, seminer gibi seçenekler tanıyan sistemdir.

Womm: word of mouth marketing'in kısaltmasıdır. Türkçe karşılığı ise ağızdan ağıza pazarlama olarak kullanılmaktadır.


18:43

HAYIR CEVABINI HEDEFLE

Yazar:

Bu kitap, herhangi bir konuda reddedilmekten korkan herkes için iyi bir rehberdir.


Sorunum oldukça basitti: Bu, başarısızlıktan ve reddedilmekten korkmamdı.

Ben burada olduğumu sanıyordum. Yani ben tam ortadaydım, başarı ve başarısızlık da bana eşit mesafede ve her biri, farklı bir tafaımdaydı.

Başarı.........Ben.........Başarısızlık

Ben kendimi tam ortada hayal ediyordum ve yapmam gereken tek şeyin, bütün gücümle başarıya doğru gitmek üzere çabalamak olduğunu sanıyordum. Fakat o gün Horald, benim gözlerimi açtı. Böylece sağlıklı bir modelin ne olduğunu anladım.

Ben...........Başarısızlık..........Başarı

Başarı, aslında başarısızlıktan sonra geliyordu; Başka bir değişle, başarıya giden yolun tam ortasında deneyimlenmesi gereken 'sözde bir başarısızlık'' duruyordu.

Çoğu insanlar 'başarısızlık' tabelasını gördükleri zaman, yanlış yöne doğru gittiklerini düşünüp, hemen geriye dönerler. Başarının, onları aksi yönde beklediğini sanırlar. Halbuki, başarı 'başarısızlık' tabelasını geçince karşımıza çıkar.

Bir yerde, büyük liderlerin 'başarısız' kullanmadıklarını, onun yerine 'yanlış' , 'kusur' veya 'aksilik' gibi kelimeleri kullandıklarını okumuştum. 'Başarısızlık' kelimesinin yerine sevimli kelimeler kullanmadığınız zaman, 'biz elimizden gelenin yaptık, ama son anda bir aksilik işimizi bozdu'' gibi bir anlam ortaya çıkıyor. 

Başaramamak bu kadar kötü bir şey mi? 'Başaramadım' derseniz ne olur? Bir daha kalkıp-yürüyemeyeceğinizden mi korkuyorsunuz? Gezegenimizdeki herkes, başarısızlıktan koruyor ve ne olursa-olsun ondan uzak durmaları gerektiğini düşünüyorlar.

Ölüm anlamına gelmiyor ve 'başarısız oldum' demek de bir felaket değil. Bir kelimeye karşı duyarsızlaşmanın yolu, onu çokça kullanmaktan; kendini bir eyleme karşı duyarsızlaştırmanın yolu da, o eylemi çokça gerçekleştirmekten geçer.

Çocukluğumuzu düşünelim. Bize 'hayır' denildiği zaman duruyor muyduk? Hayır! Cumartesi sabahları, marketlerde çocukların anne-babalarının 'hayır' cevaplarını ısrarla gözardı ettiklerini gözlemleyebilirsin. Eğer 'hayır' cevabı almak bir başarısızlıksa, bütün çocuklar başarısız sayılabilir.

Eğer yeterince zorlarsan, sıkı bir şekilde devam edersenve vazgeçmezsen, aldığın 'hayır' cevaplarının arkasında bir çikolatanın, yani 'evet' cevabının olduğunu görürsün.

Aynen öyle! Benim söylemek istediğim şey, yetişkin kişilerin, istediklerini elde etmeye çalışan şımarık çocuklar gibi davranmaları gerektiği değil elbette. Bununla birlikte buradan alınması gereken önemli bir ders var; Çocukken bizde doğal bir şekilde varolan azim duygumuzu, büyüdükçe kaybediyoruz. Çocukların yaptığı şey, aldığı 'hayır' cevaplarını kişisel algılamamaktı. Fakat biz yetişkinler bu türden cevapları hemen kişiselleştiririz ve vazgeçeriz. 

Başarılı kişileri diğer insanlardan ayıran bir takım özellikler var. Bu özelliklerin en başında, bu insanların başarısız olmayı göze almaları ve hatta başarısız olmaya gönüllü olmaları geliyordu. Yapılan araştırmalara göre, ülke nüfusunun sadece yüzde beşi başka birilerine muhtaç olmadan emekli olabiliyorlar; yüzde otuzsekizi, emekli olmadan vefat ediyorlar; yüzde altısı ise, emekli olduktan sonra da çalışmayı sürdürüyorlar. Nüfusun geri kalan yüzde elliüçlük bölümü ise arkadaşlarına, akrabalarına, hükümete veya hayır kurumlarına muhtaç bir şekilde yaşıyorlar.

Peki, bu yüzde beşlik kısmındakiler kimlermiş biliyor musun?
Hayatları boyunca en çok 'hayır' cevabını almış, daha doğrusu başarısız olmuş kişiler.

Senden şunu tekrar etmeni istiyorum. 

''BAŞARISIZLIK, YAŞAMAYI SEVİYORUM.'

Başarısız olmayı sevmiyorsun, çünkü başarısız olmanın seni başarısızlığa götüreceğini düşünüyorsun. Başarısızlık yaşamakla, nihai anlamda başarısız birisi olmak farklı şeylerdir. Başarısız kişiler, başarısızlık yaşamaktan korkarlar. Ama başarılı kişiler, başarısılık yaşamayı göze alırlar. Temel özellik, başarıya ulaşmak için daha çok başarısızlık yaşamayı göze almaktır. Eğer başarısız olmamak veya, başarısız görünmemek adına harekete geçmezsen, hayatının sonunda 'başarısız' kavramının canlı bir örneği olursun.

Eğer korkularının sana engel olmasına izin verirsen, bu başarı hiç bir zaman olmayacak.

Her gün, korktuğun en az bir şeyi yap!

Korkuya odaklanmayı bırak da, konuya olumlu bir açıdan bak.
Bu sayede kendini zorluyorsun, seni rehavete sürükleyen ve adım atmanı engelleyen rahatlık bölgesini genişletiyorsun. Rahatlık bölgesinin genişleyen veya daralan bir yapısı vardır. Bunu genişletmek de senin elinde. Şimdi ne kadar cesur olduğunu düşün.

Cesaret; insanın içinde korku olmaması değildir, 'insanın korkuyla yüzleşmesi' anlamına gelir. Cesaret, 'insanın bir şeyden korkmasına rağmen, onu yapması' demektir.

Hedeflerinize ulaştığınız zaman, hiç kimse sizin başarısılıklarınızı değil, herkes başarılarınızı hatırlar. Aynı şey, senin içinde geçerli. Sen de başarılarını hatırlayacaksın!

Ne kadar ömrümüzün kaldığından emin olamam, ama şundan eminim: 
Bu süreçte hedeflerimiz her ne olursa olsunlar, onlara ulaşmamızın yolu, sürekli olarak riske girmek, fırsatları değerlendirmek ve cesurca davranmaktan geçiyor.

En çok 'Hayır' cevabını alan kişi ünvanını elde eden birisini, başarıya ulaşmaktan hiç kimsenin alıkoyamıyacağını çok iyi biliyordum. 



  

14:42

BEN MARKA OLSAM

Yazar:

Bu kitap satacak bir ürünü veya hizmeti olan herkes içindir.



Aslında marka merkezli tüketim anlayışımız daha da geçmişe, hatta çocukluğumuzda bize anlatılan masallara dayanıyor. Ne de olsa, Külkedisi, Rapunzel, Pinokyo, Bremen Mızıkaçıları, Çirkin Ördek Yavrusu, Kaplumbağa ve Tavşan, Midas'ın Kulakları,Allahaddin'in sihirli lambası gibi masallarla büyüyen çocuklarız. Günümüz kadının vazgeçilmez alışveriş alışkanlığının ayakkabı almak olduğunu söylersek kimse itiraz etmez sanırım. Sizce, Külkedisi'nin talihsizliğinin sihirli bir ayakkabıyla değişmesini anlatan masalı gerçek hayatımızda yaşamaya mı çalışıyoruz? 

Hayallerimizi yeni bir çift ayakkabıyla mı yakalamaya çalışıyoruz? Ya da Rapunzel'in bir kuleye hapsedilmesiyle başlayan masalın, saçlarının güzelliğinin ve o muazzam saçlarının bir erkeği ona nasıl aşık ettiğinin hikayesiyle devam etmesi size ne anlatıyor? Mükemmel saçlarınız varsa, sevgiliniz sizi 10 yıl görmese bile, neredeyse bir gökdelen yüksekliğindeki bir kuleye tırmanıp  sizi kurtarmayı göze alır.

Tüketiciler alışveriş yaparken sadece ürünü değil, algıyı da satın alırlar.

Bir yarışmada Tanrı Apollon'u değil de rakibi Pan'ı tutan Kral Midas, Apollon tarafından eşek kulaklarıyla cezalandırılır. Bu cezaya karşı gelemeyen Midas, kulaklarını saklayacak bir başlık giyerek gezer ve saçlarını kesen berber dışında kimse bu kusurdan haberdar olmaz. Fakat zaman içinde bu sır berbere ağır gelmeye başlar. Sazıkların arasına kazdığı bir çukura gidip, '' Midas'ın kulakları eşek kulakları'' diye fısıldayarak sıkıntısını bir nebze olsun hafifletmeye çalışır. Ne de olsa, Midas'ın sırrını biriyle paylaşıp ona ihanet etmiyordur. Fakat bilmediği şey, rüzgarın, onun fısıltısını uzaklara taşıdığıdır. Böylece herkes Midas'ın sırrını öğrenir.

Tüketicinin zihninde marka ancak iyi bir pazarlama stratejisiyle oluşur.

Marka aslında nedir?

Piyasadaki benzerlerinden ayırabilmek için kullanılan isim, sembol, tasarım veya bunların çeşitli kombinasyonları markadır. bir bütünün içerisinde özel olarak hazırlanan bir parçayı veya bir öğeyi farklılaştırmaya ve ön plana çıkarmaya yarayan eylemlerin bütünü dememizde mümkündür.

Marka olma hikayesinde tek bir hedef vardır, o da bilinirliktir.

Unutmayın; marka oluşturmak kadar, oluşturduğunuz markayla uzun yıllar ayakta kalmak da önemlidir.

Müşteri için bir değer yaratmayı başarabilenler açısından satış ve başarı zaten kaçınılmaz olduğundan, bir markanın satışta değil, değer yaratmaya odaklanması gerekir.

A dan Z ye pazalama kitabından...

Bir çocuk inşaatın önünden geçerken duvar örme ustası ile karşılaşır. Ne yapıyorsunuz diye sorar. Birinci usta: 'harç karıyorum' der, ikincisi 'Bu duvarı örmeye yardım ediyorum' der, üçüncü ustaysa; 'gökdelen inşa ediyoruz,' diye cevap verir.

Buradan da anlaşılacağı gibi yaptığınız işe değer katarak, insanlara yaptığınız işi veya yarattığınız markanızı daha kolay bir şekilde algılatabilirsiniz. Akıllı şirketlerin tüketiciye sadece satın alım değeri sunmakla kalmadığını, aynı zamanda kullanım değeri de sunduğunu aklınızdan çıkarmayın.

Aynı kitapta adı geçen bir kamyon kiralama firması 
olan Ryder; sadece kamyon kiralamakla kalmayıp, malların kamyonlara nasıl yerleştirileceyle ilgili de kitapçık sunar. Nestle sadece bebek maması satmaz, bebek maması hakkında 7 gün 24 saat ebeveynlerin sorunlarını da yanıtlar. Bir ürünü sadece satmak, size kısa vadede bir şeyler kazandırır. Fakat o ürüne kullanım değeri de eklerseniz, sadık müşteri kazanma konusunda rakiplerinize karşı fark yaratabilirsiniz.

Müşterilere ilişkin hedefimiz ne olmalı?

1- Bir an için kendinizi müşterilerinizin yerine koyun; siz olsanız nasıl bir markadan alışveriş yapmak isterseniz?
Bunun cevabına göre pazarlama stratejinizi oluşturabilirsiniz.
Lütfen müşterileriniz ile duygusal bağ kurun ve empati yapın.
2- Başarınızın, müşterilerinizi mutlu etme ve başarılı kılma yeteneğinize bağlı olduğunun farkına varın.
3- Müşterilerinizi daha varlıklı yapmayı amaç edinin. Onların gereksinimlerini bilin ve beklentilerini aşın.

Jack Welch şöyle demiş:
''Müşterilerinizi elde tutmanın en iyi yolu, onlara az karşılığında daha çoğu nasıl vereceğinizi sürekli olarak araştırmaktır.'' Unutmayın, müşteriler yalnız ilişkiye bakarak değil, değere de bakarak ürünü satın alırlar.

Her şey, herkes, hatta siz bile bir markasınız.

Bir marka yaratmak isteyen şirketlerin çok fazla çaba sarf etmesi gerekir. Zira bu bir azim ve inanç işidir.

Unutmayın; marka oluşturmak kadar oluşturduğunuz markayla uzun yıllar ayakta kalmak da önemlidir.

Her an yeni bir rakip daha edindiğiniz bu dönemde binlerce ürün ve hizmet arasında kaybolup gitmek istemezsiniz. Tüketicinin ilgi alanına girebilmek için mutlaka bir fark yaratmanız ve bunun için de yaratıcılığa başvurmanız gerekir. Her şeyde olduğu gibi, yaratıcılığı geliştirmek için de ciddi bir zaman ve emek harcamanız şart.

Hayal etmek yaratıcılığın başlangıcıdır. 

Müşteri markadan ne ister?

Beni şaşırt
Beni etkile
Beni duygulandır
Benim başımı döndür
Beni güldür ya da ağlat
Kısacası beni eğlendir.

Bu kadar ''MÜŞTERİ ODAKLI'' olabilir misiniz?

Tony O'Reilly şu marka bağlılığı testini önermiş: 
''Benim kriterim şundan ibaret.... Heinz ketçap almaya niyetli bir ev kadını gittiği dükkanda ketçabın kalmamış olduğunu öğrenince o dükkandan çıkıp ketçabı almak için başka bir yere gidecek mi gitmeyecek mi?''

Markalar rakiplerine göre emsalsiz bir avantaja sahip olmadıkça, var olmaları için bir neden yoktur.



Grimm Kardeşlerin meşhur masalı, Bremen Mızıkacıları'nın hikayesini anlatır. Kendilerine kötü davranan sahiplerinden kaçan bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir horozun hayali, Bremen'e gidip müzik yapabilmektir. Her biri birbirinden farklı olan bu hayvanlar, tek başlarına çok büyük işler başaramasalar da, üst üste çıktıkları bir gün bir hırsızı korkutup kaçırmayı başarırlar. Böylece bir ekip olarak hareket etmenin, tek başlarına olmaktan daha iyi olduğuna karar verip bir daha ayrılmazlar.  

Özellikler satmayın; yarar ve değer satın. Kimi insanlar doğuştan satıcıdır. Bu kişiler Eskimolara buzdolabı, Hawaililere Kürk manto, Araplara kum satabilirler; hem de üstüne kar koyarak! Sonra da sattıklarını indirimli fiyattan geri alırlar!

Marka ve şirket olarak neye ihtiyacınız var?
Cevabı çok basit: Yaratıcı bir pazarlamacıya.





13:46

Düşün ve Zengin Ol NAPOLEON HILL

Yazar:

Hayattaki hedeflerimizi ancak arzulanan bir hedef ile yönlendirirsek gerçekleştirebiliriz.

Pek çoğumuz servet ve finansal bağımsızlık istiyoruz. Ancak tek başına istemek hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olmayacak. Zengin olmak ve hayallerimizi gerçekleştirmek istiyorsak, içimizdeki arzulanan hedefi tanımamız gerekir.

Örneğin, Thomas Edison elektrikle çalışan bir ampulü hayal etti, on binlerce kez yaşadığı yenilgiye rağmen fiziksel gerçekliğe dönüştürene dek bu hayalin peşinden ayrılmadı.

Yazar Fannie Hurst da benzer bir deneyime sahipti: kısa öykülerinden bir tanesi herhangi bir gazetede yayımlanmadan önce 36'dan fazla ret cevabı almıştı. Ancak pes etmeyip Arzuladığı hedefinin reddedildiğini hissettiği an ki hayal kırıklığından daha güçlü olduğunu kanıtladı. O andan itibaren başarılı bir romancı ve oyun yazarı olarak kariyeri başladı ve sonunda başarı ile karşılaştı.

Bu nedenle, hedeflerinizi ve hayallerinizi belirleme konusundaki kendi kişisel tavrımızı incelemek, başarılı olmak isteyenler için çok önemlidir. Hedeflerimiz ve hayallerimiz hakkında ne hissediyoruz? Onlar sadece gökyüzünde ulaşılamaz kaleler mi? Yoksa bizim arzuladığımız hedef, onları bir gün gerçekleştirebilecek kadar güçlü mü?

Hedef belirleme ve ayrıntılı planlama her başarının temelini oluşturur.

Her başarı öyküsü, neyi başarmak istediklerini bilen insanlarla başlar.

Bu yüzden herhangi bir eski rüyayı kovalamaya başlamadan önce, kendi kişisel hedefinizi
olabildiğince kesin bir şekilde belirleyerek başlamalısınız.

 Örneğin, zengin olmak istiyorsanız, ne kadar para kazanmak istediğinize kesin olarak karar vermelisiniz.
Ek olarak, hedefinize ne zaman ulaşmak istediğinizi ve bunu gerçekleştirmek için ne yatırım yapmanız gerektiğini net bir şekilde anlamanız gerekir.

Çünkü, eğer hedefin sadece ve sadece tüm kalbini vererek peşinden koşabileceğin belirsiz
bir gelecekte yüzüyorsa(bulunuyorsa) bir hedef belirlemenin anlamı yoktur.

Hedefinizin gerçekleşmesine kadar atmanız gereken her adımı özetleyen bir plan hazırlamak da önemlidir.

Ve bir planınız olduğunda, harekete geçmeye başlayın! Bir dakika bile harcamayın.

Arzuladığınız hedefinizin kendi düşüncelerinizde ve eylemlerinizde yeterince derinden bağlı olduğundan emin olmak istiyorsanız. İlk olarak, hedefinizi ve bu hedefi başarmak için planınızı ayrıntılı bir şekilde yazın. 
Sonra, her gün iki kez yüksek sesle okuyun: kalktıktan sonra sabahları bir kez ve yatmadan önce her gece.

Bu önerileri takip edin, zengin olmanızı veya başka bir hayalin gerçekleşmesini kolaylaştırır.

Başarılı insanların kendilerine karşı sarsılmaz bir
inancı vardır.

Kendinizde sarsılmaz bir inanca sahip olmak, hedeflerinize ulaşabileceğinizden -ve ulaşacağınızdan- emin olmanın bir yoludur.

Başarıya ancak kendinize güveniyor ve sarsılmaz bir inanca sahipseniz ulaşabilirsiniz.

Bu inanç olmadan hiçbir şey icat edilmemiştir. Hiçbir servet kazanılmamış, hiçbir uzak kıta keşfedilmemiştir.

İnancın gücünün paradigmatik bir örneği Mahatma Gandhi idi.
 Para veya ordu gibi tipik güç enstrümanlarına erişemese bile, İngiliz sömürge gücüne meydan okumayı ve ülkesini özgürlüğe götürmeyi başardı. Sahip olduğu tek destek, vatandaşlarına karşın ortak bir hedef için hep birlikte ayaklanarak büyük bir etki yaratabileceklerine dair inançlarıydı.

Kendimize olan inancımız, kendi imajımız ve yaşam biçimimiz üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir. 

Kelimenin tam anlamıyla dağları hareket ettirmemize yardımcı olabilir.

Kendimizi telkin ederek bilinçaltımız davranışlarımızı etkileyebiliriz.

Kendinize karşı sarsılmaz bir inanca sahip olmak doğuştan gelen veyahut gökten düşen bir şey değildir; 
herkes kendini telkin ederek yavaş yavaş geliştirebilir.

Kendi kendine telkin, çok özel ve maksatlı düşünceler veya fikirler düşünerek kendinizi etkilemenin bir yolunu tanımlar.

Belirli komutları veya olumlu hedefleri kendi bilinçaltınıza iletmek ve bunu yaparken
kendinize olan inancınızı arttırmak için kullanabilirsiniz.

Genel olarak, kendi kendine telkin (Otomatik Öneri) kendinizi şu şekilde ikna etmekten oluşur: 

hedeflerinize ulaşabilirsiniz; düşünceleriniz gerçeğe dönüştürülebilir ve kendinize güvenerek yolunuza devam etmelisiniz.

Otomatik öneriyi ne kadar çok kullanırsanız, başarıya ulaşmanıza o kadar hızlı yardımcı olacağı gibi, bilinç altınızdaki arzularınızı ve hedeflerinizi de o derecede etkilerseniz.
 Böylece tüm düşünceleriniz ve eylemleriniz onları gerçekleştirmeye yönlenecektir.

Bilgi güçtür ancak okulda öğrendikleriniz olmak
zorunda değildir.

Bilgi, yaşamdaki amaçlarınıza ulaşmanızı çok daha kolay hale getirebilir. Tek yapmanız gereken birkaç temel noktayı dikkate almak.

Her şeyden önce, bilgi ve eğitimin “geleneksel” anlamını almanız ve onu kullanmayı bırakmanız gerekir.

Çünkü bilgili veya iyi eğitimli olmak, lise diploması veya üniversite diplomasına sahip olmakla sınırlı değildir. “Eğitimsiz” insanlar da Henry Ford'un bizatihi gösterdiği gibi bir sürü şey biliyorlar. 
Liseye gitmemiş olmasına rağmen, bir sanayi imparatorluğu kurmasını ve milyonlar yapmasını engellemedi.

Başarılı olmak istiyorsanız, kafanızı çok fazla gerçekle doldurmanıza gerek yoktur. 
Doğru deneyimleri ve bilgileri edinmek, kendi güçlü yönlerinizi kullanmak ve kendi potansiyelinizden
tam olarak yararlanmak çok daha önemlidir.

En önemli temel nokta, yaşamınız boyunca öğrenmeye devam etme isteğidir. 

Şikayet etmek en büyük düşmanınızdır. Bunun yerine, kendi bilginizi, her zaman aktif ve dikkatle genişletmeye hazır olmalısınız.

 Bunu başarmanın birçok farklı yolu vardır; üniversiteye gidip, akşam kurslarına katılarak veya pratik deneyimler edinmeye çalışmak gibi.

Aynı derecede faydalı olan bir başka şey ise, ihtiyacınız olan bilgiyi nerede bulabileceğinizi bilme yeteneğidir, çünkü her şeyi kendinizin bilmesine gerek yoktur. 

Bunun yerine, bir şeyi bilmenizin gerekip gerekmediğini kime sorabileceğinizi bilmeniz yeterlidir.

Uzmanlık bilgilerini paylaşan bir uzmanlar ağıyla çevrelenmek, her şeyi kendiniz öğrenmek
yerine genellikle daha pratik ve üretkendir.

Hayal Gücü

Zihnin Atölyesi

Her başarı öyküsü bir fikirle başlar. Ve her bir fikrin arkasında hayal gücü vardır. 
Esasen, hayallerimizi fikirlere ve fikirlerimizi gerçeğe dönüştüren zihinlerimizin yaratıcı atölyesidir.

Bu hayalperest yetenek iki farklı biçime sahiptir; yaratıcı hayal gücü ve sentetik hayal gücü.

Yaratıcı hayal gücümüzü kullanarak, tamamen yeni şeyler ortaya çıkarabiliriz. 
Usta besteciler, görsel sanatçılar ve yazarlar bu işlevi daha önce yapılan hiçbir şeye benzemeyen
eserler yaratmak için kullanırlar.

Sentetik hayal gücü, aksine eski fikirleri yeni kombinasyonlarla yeniden düzenlerler.

Örneğin, Sony'deki geliştiriciler, gazetecilerin kullandığı çalma cihazını veya diktafonu daha da
geliştirmeye karar verdiklerinde, bu cihazı herkesin kullanabileceği taşınabilir bir müzik çalara
dönüştürdüler ve böylece Walkman doğdu.

Yaratıcı ve sentetik hayal güçleri birbiriyle üretken bir anlamda yarışabilir.

 Örneğin yaklaşık 140 yıl önce bir baş ağrısı ilacından Coca-Cola global markasını oluşturan Asa
Candler’ın hikayesi. Coca-Cola’nın tarifini bulan Candler’ın kendisi olmasa bile -tarifi bir
eczacıdan 3 bin dolara satın almıştı-
 O, ustaca planlar yaptı ve pazarlama stratejileri geliştirip ürünü devasa bir başarıya dönüştürdü.

Hayal gücünüzü devam ettirmek istiyorsanız, meydan okumalı ve teşvik etmelisiniz.

 Ve bunu uyararak, aktif tutarak ve bir kas gibi eğiterek başarabilirsiniz: ne kadar sık kullanırsanız, o
kadar verimli ve güçlü hale gelir.

Kendi güçlü ve zayıf yönlerinizi bilmek, mesleki
başarı şansınızı artırır.

Profesyonel başarı için kendi güçlü ve zayıf yönlerinizin farkında olmak önemli bir yapı
taşıdır.

 - başka bir deyişle, öz farkındalıktır.

Belirsiz hedeflere sahip olmak; hevessizlik, erteleme ve çözümsüzlük gibi şeyler başarısızlığın yaygın nedenleri olduğundan, kişisel farkındalık bu zayıflıklara karşı yapıcı bir şekilde harekete geçmeye veya en azından güçlü yönlerinizle dengelenmeye yardımcı olabilir.

Güçlü ve zayıf yönlerinizi tam olarak anlayabilmek için kapsamlı ve dürüst bir şekilde kendi kendinize analiz yapmanız tavsiye edilir. Endişelenmeyin bu durum psikoloğa gitmenizi gerektirmez.

Aşağıdakileri içermesi gereken soruların bir kontrol listesinden geçmeniz yeterlidir:

 Bu yıl için hedefime ulaştım mı? Her zaman güler yüzlü, nazik ve işbirlikçi miydim? Tüm kararları
hızlı ve sıkı bir şekilde verdim mi?

O zaman öznel, öz-analizinizi başka birinin nesnel değerlendirmesi ile karşılaştırmalısınız. Bu, güçlü ve zayıf yönlerinizi açıkça ve dürüstçe tartışmanızı gerçekten iyi bilen biriyle oturduğunuzda en iyi sonucu verir.

Olumlu duygular başarılı bir yaşamın anahtarıdır
ve güçlendirilmesi gerekir.

Bilinçaltımız duyusal uyaranları, duyguları ve düşünceleri alır ve saklar. Olumlu ya da
olumsuz olmasına bakılmaksızın, şimdiye kadar yaşadığımız her şeyi kaydeder.

Ancak tek başına bu bilgiyi kaydetmek bir şey değildir. Bilinçaltımız da sürekli olarak yaptığımız eylemlerimiz üzerinde etkisini göstermektedir. Bizi olumlu yönde şekillendirebilir, bize güç ve kurumsallık kazandırır, ama aynı zamanda bizi olumsuz da şekillendirebilir, bizi umutsuzluğa ve karamsarlığa yönlendirebilir.
Ve böylece, bilinçaltımızın arzularımızı ve hedeflerimizi gerçekleştirmemize yardımcı
olmasını istiyorsak, olumlu duyguların yaşamlarımızda öncü bir rol oynamasını sağlamalıyız.

Bu nedenle, bilinçaltı olumlu şeylerimizi “beslemeliyiz” çünkü yaparsak yararlı ve yapıcı
bir rehber görevi görecektir. Fakat kendimize öfke, nefret, intikam veya kötümserlik gibi çok
fazla olumsuz his hissetmemize izin verirsek, tam tersi gerçekleşir.

Bu yüzden, günlük hayatta, elden geldiğince felaket tellallarıyla ve cesaret kırıcı sözlerle
öz güveninizi sarsacak kimselerle aranıza mesafe koyduğunuzda büyük bir adım attınız demektir.
Bunun yerine, coşku ve aşk gibi tüm olumlu dürtüleri artırmayı bir nokta haline getirmelisiniz. Uzun vadede olumlu bir zihniyet geliştirmenin tek yolu budur.

Başarılı insanlar kararlılıkları ve sebatları ile
dikkat çekiyor.

Mesleki başarıya ulaşamayan 25.000'den fazla yaşam öyküsünün analizi, başarısızlığın temel nedeninin kararlılık eksikliğinin olduğunu göstermektedir.

Multi-milyonerlerin başarı öykülerinin analizi ortaya çıktı, buna karşın hepsinin ortak iki özelliği vardı: 

iki saniyede kararlar almaya alışkınlardı ve bir kez karar verdikten sonra kararlarının arkasında durdular.

Henry Ford’un en göze çarpan niteliklerinden biri, çabuk ve kesin karar verme ve bu kararı çok yavaş değiştirme alışkanlığıdır. Bu özellik Ford’un inatçı olarak ün salmasına neden olmuştur. Ford’un, bütün üreticileri ve danışmanları ünlü Model T’yi (dünyanın en çirkin arabası) değiştirmesi için ısrar ederken üretmeye devam etmesine neden olan şey işte bu özelliğiydi.

Belki Ford değişikliği yapmada çok gecikti, ama hikâyenin diğer yanı Ford’un kararındaki
katılığının model değişimine gerek kalmadan büyük bir serveti getirmesiydi.

Görüşler dünyadaki en ucuz mallardır. Herkesin kabul edecek kişiler için bir yığın görüşü vardır.

Karar verirken başkalarının görüşlerinden etkileniyorsanız hiçbir işte başarılı olamazsınız hele
arzunuzu paraya çevirme işinde ise hiç.

Eğer başkalarının görüşlerinden etkileniyorsanız kendinize ait hiçbir arzunuz olmayacaktır. Burada anlatılan prensipleri uygulamaya başladığınızda kendi kararlarınızı kendiniz verip kendi danışmanınız olun. 

“Beyin Gücü” grubunuz dışında kimseye güvenmeyin.
Ve bu grubu seçerken yalnızca sizin amacınızla uyum ve anlayış içinde çalışacak olanları seçtiğinizden emin olun.

Akrabalar ve yakın arkadaşlar, amaçları o olmasa da genellikle insanı görüşleriyle ve bazen de komik olduğunu düşündükleri dalga geçmeleriyle engellerler.

Binlerce kadın ve erkek hayatları boyunca aşağılık kompleksine sahip olurlar, çünkü iyi niyetli cahil bir insan görüşleriyle ya da saçmalıklarıyla onun güvenini yıkmıştır.

Yalnızca İnatçılar Başarılı Olur.

Herhangi bir proje boyunca doğası ne olursa olsun hepimiz engeller ve zorluklarla karşılaşmak zorundayız.

Bu gibi durumlarda, çoğumuz planlarımızdan vazgeçmek ve projenin ölmesine izin vermek için çok hızlıyız. Ancak, tüm engellere rağmen orijinal planlarına sadık kalan ve hayallerine gerçeğe dönüşmesi için yer veren birkaç kişi var.

Kalıcılık ve dayanıklılık çok önemlidir. Bu, her şeyden önce, hedeflerimizin gerçekleştirilmesi için sürekli olarak çalıştığımız ve hedeflerimizi gözden kaçırmayacağımız anlamına gelir. Bununla birlikte, her ne pahasına olursa olsun inattan ve işgalden kaçınılmalıdır.

Diyelim ki bir fiyat düzeltmesi için ciddi bir ihtiyaç varsa, bunu uygulamaya da istekli olmalısınız.

Kalıcılık ve dayanıklılığın alışkanlıklarınızda kök salmasını istiyorsanız, işte dört basit ama önemli kural:

• Somut bir hedefiniz olmalı ve bunu başarmak için arzulanan bir hedef geliştirmelisiniz.

• Hedeflerinizin uygulanmasını desteklemek için kapsamlı ve kesin bir plana ihtiyacınız vardır.

• Olumsuz ve cesaret kırıcı görüşlerden etkilenmenize izin vermeyebilirsiniz.

Size destek ve yardım sağlayan bir kişi veya grupla samimi ve güvenilir bir ilişkiye ihtiyacınız vardır.

Bu kuralları kişisel dayanıklılığınızı ve kalıcılığınızı geliştirmenize yardımcı olacak özel bir egzersiz programı olarak düşünün.

Harika şeyler başarmak için zeki olmak ve
kendinizi zeki insanlarla kuşatmak gerekir.

Hedef ne kadar büyük olursa planlama da o kadar karmaşık olur; planlama ne kadar karmaşık olursa, hedefin uygulanması o kadar zor olur; yürütme ne kadar zor olursa, projenin arkasındaki beyinler, başkalarının yaratıcı entelektüel ve ahlaki desteğine o kadar bağımlı olacaktır.

Bu karşılıklı destek, en iyi Beyin Gücü Grubu şeklinde çalışır seçkin bir grup akıllı insan.

Beyin Gücü Grubu, ortaklar arasında daha rahat bir iş birliği olan bir ağın aksine, ortak bir hedef
belirlemeye, yeterlilikleri geliştirmeye ve bir kontrol ve denge sistemine sahip olmaya odaklanan
benzer düşünen insanların birliğidir.

Beyin gücünün en önemli ilkesi sinerjistik etkisidir; 
birbirleriyle iyi çalışan iki veya daha
fazla kişi becerilerini, yeteneklerini, uzman bilgilerini, deneyimlerini, ilişkilerini ve diğer tüm
kaynaklarını birleştirir ve bunları aynı ortak hedefe ulaşmak için kullanırsa, sonuçlar sadece
parçalarının toplamından daha fazlası olacaktır.

Son özet

Bu kitabın ana mesajı:

Zenginlik - her ne şekilde olursa olsun - nadiren şans veya tesadüfün sonucudur.

Bundan uzak, neredeyse her zaman herkesin öğrenebileceği ve edinebileceği farklı
özelliklerin ve becerilerin sonucudur.

Yanıp sönen bu kitap aşağıdaki soruları cevaplıyor:
Yaşamdaki doğru hedefleri nasıl bulabiliriz ve bunları eyleme nasıl çevirebiliriz?

• Hayattaki amaçlarımızı ancak Arzulanan bir hedef ile yönlendirirsek gerçekleştirebiliriz.

• Hedef belirleme ve ayrıntılı planlama her başarının temelini oluşturur.

• Başarılı insanlar kendilerinde sarsılmaz bir inanca sahiptir.

• Otomatik öneriyi kullanarak bilinçaltımız davranışlarımızı etkileyebilir.

Başarıya ulaşmak için hangi beceri ve bilgi gereklidir?

• Bilgi güçtür- ancak okulda öğrendiklerinizin olması gerekmez.

• Hayal gücümüzün atölyesi, hayallerimizi gerçeğe dönüştürebileceğimiz yer.

• Kendi güçlü ve zayıf yönlerinizi bilmek, mesleki başarı şansınızı artırır.

• Olumlu duygular başarılı bir yaşamın anahtarıdır- ve güçlendirilmesi gerekir.

Başarılı insanlar hedeflerini gerçekleştirirken ne tür bir yaklaşım benimser?

• Başarılı insanlar kararlılıkları ve kararlılıkları ile dikkat çekerler.

• Sadece inatçılar başarılı olur.

• Harika şeyler başarmak için zeki olmak ve kendinizi akıllı insanlarla kuşatmak gerekir.